Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) işbirliğinde düzenlenen “III. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çalıştayı” Korel Termal Otelde başladı.

Çalıştaya Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Meksika Ankara Büyükelçisi Bernardo Cordova Tello, Malezya Ankara Büyükelçisi Amran Bin Mohamed Zin, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı ve Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Vural Kavuncu, Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu Özkal, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban,  Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının bürokratları, çok sayıda bilim insanı ve sektör temsilcisi katıldı.

Türkiye dünyadaki 8 gen merkezinden biri

Orman Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Tıbbı ve Aromatik Bitkiler konulu sinevizyon gösteriminin ardından başlayan çalıştayın açış konuşmasını yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, tıbbi ve aromatik bitkilerin dünya ile birlikte Türkiye’de de önemli bir konuma geldiğini söyledi. Türkiye’nin 3 ayrı floristik bölgenin birleştiği yerde bulunması sebebiyle bitki tür çeşitliliği bakımından çok zengin olduğunu belirten Karacabey, “Bu bakımdan Türkiye dünyadaki 8 gen merkezinden biri olarak bilinmektedir. Ülkemizde 3 bin 600’ü endemik olmak üzere yaklaşık 11 bin 500 bitki türü bulunmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu bu kapasiteyi harekete geçirerek en yüksek miktarda katma değer üretmek suretiyle söz konusu pazardan hak ettiği payı alabilmesi büyük önem arz etmektedir ”dedi. Biyolojik çeşitliliğin yüzde 80’ninin ormanların içinde var olduğunu ifade eden Karacabey, “Dolayısıyla zengin biyolojik çeşitliliğe haiz olan ormanlarımız kazandırdığı ekolojik etki ve değerleri yanında ekonomik değerleri olarak odun ve odun dışı ürünleriyle de önemli bir potansiyele sahip bulunmaktadır. Ülkemizin ihracat ürünleri arasında hem üretim miktarı hem de katma değer bakımından odun dışı orman ürünlerimiz her geçen gün artan bir seyir izlemektedir” diye konuştu.

TİTCK Uluslararası İlaç Denetim Birliğine üye oldu

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkan Yardımcısı Dr. Ali Alkan ise ilaç tesislerinin her birinde ayrılmış bir alan olması kaydıyla geleneksel bitkisel ürünlerin üretilebilmesinin de yolunu açtıklarını ifade etti. Alkan, “Şimdi o üretim sorununu çözdük. Türkiye’de gittiğimiz tesislerin çok iyi olduğunu yönetmeliğe uygun olduğunu görüyoruz. Gittiğimiz tesislerin hepsi Avrupa’dakilerine göre daha iyi düzeyde. Bunu tescilleyen yeni bir gelişme oldu. 2018 yılı başı itibariyle Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Uluslararası İlaç Denetim Birliğine üye oldu. 52 ülke arasından biri oldu. Bu şu anlama geliyor, bu ülkede üretilen ürünler ve bunların denetimleri uluslararası kalitede yapılıyor” dedi.

 “Kekik ihracatında dünyada lideriz”

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı Şevket Tekin ise tıbbi ve aromatik bitkilere olan talebin gün geçtikçe arttığını söyledi. Tüm türlerde artan talebin sadece doğadan toplanarak karşılanmasının mümkün olmadığını belirten Tekin, “Kontrolsüz şekilde doğadan toplama ile bazı türlerin nesli tehlikeye girmektedir. Salep orkidesi bunlardan biridir. Türlerin korunması ve floranın tahribatının önlenmesi amacıyla yapılan uluslararası sözleşmelerde nesli tükenen türlerde bitki toplamalarını önlemek amacıyla bu bitkilerin dış alım ve satımında kültürden elde edilmiştir ibaresi istenmektedir. Sektörün istediği miktarda ve kalitede standart ürün elde edilebilmesi için doğadan toplama yanında yetiştiriciliğe de ihtiyaç duyulmaktadır” dedi. Bir bitkinin ilaç hammaddesi olarak kullanılabilmesi için iyi tarım sertifikasına sahip olması gerektiğini söyleyen Tekin, şöyle devam etti:

“İyi tarım sertifikası çerçevesinde destekleme yapmaktayız. Tarımsal bir faaliyet olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştiricilerine yönelik faaliyetler sürdürülmektedir. 2015 yılında pilot uygulama ile başladık bugün 38 ilde bu çalışmaları yürütüyoruz. 12 araştırma merkezimiz bu konuda aralıklı olarak çalışmakta. 2004-2005’li yıllarda 4 bin ton civarında olan kekik bugün 15 bin ton civarında üretilmekte, ihraç edilmektedir. İhraçta dünyada lideriz.”

Tıbbı ve aromatik bitkiler insanlık için hayati önem taşıyor

Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak’ın Ankara’da katılması gereken bir toplantı nedeniyle çalıştaya katılamadığını söyledi. Tıbbı ve aromatik bitkilerin insanlık için hayati önem taşıdığını ifade eden Şeker, “Geçen sene ikincisini Konya’da uluslararası bir kongre ile gerçekleştirmiştik. Bu kongrenin bildirileri 3 farklı şekilde basıldı. Bilimsel dergide tam metin basılanlar var. Hem özet kitap olarak basılanlar var hem de tam metin olarak dergide basılanlar var. Tıbbı ve aromatik bitkiler insanlık için hayati önem taşımakta. Biz bu yüzden barış harekâtımıza Zeytin Dalı ismini verdik. Zeytin Dalı da tıbbi aromatik bir ürün olarak hayatın içerisinde önem taşıyor. Hepinize huzurlu barış içerisinde bir hayat diliyorum” dedi.

Hakikat toprakta gizlidir

TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı ve Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar ise geride bırakılan 21 Mart tarihinin önemine ilişkin yaptığı konuşmada, “21 Mart tarihi çok önemli iki güne ev sahipliği yapıyor. İlki olan Nevruz bolluk ve bereket demektir. Ayrıca 21 Mart tarihi Âşık Veysel’in ölüm yıldönümü. Benim en etkilendiğim türkülerinden bir tanesi olan ‘Benim Sadık Yârim Kara Topraktır’ eserinin aslı 11 kıtadır. Tamamını okuduğumuz zaman bizim konumuzla ilgili birkaç tane dizesi olduğunu görürüz Âşık Veysel’in. Malumunuz Âşık Veysel toprağa âşık birisiydi. Hakikatin toprakta gizli olduğunu ifade eder”  diye konuştu. Türkiye’nin endemik bitki konusunda çok zengin olduğunu ve bu konuda yöneticilere imkân oluşturma ve ihtiyaç giderme hususunda büyük iş düştüğünü dile getiren Ünüvar şöyle konuştu:

“Bu konu başlangıçta Orman ve Su İşleri Bakanlığının öncülüğünde başlatılan bir çalışma ama bununla bitmemeli. Çünkü burada imkân var ve bunu karşılayacak kurumlar Sağlık Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıdır. Hatta daha sonra Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını ve Ekonomi Bakanlığını da devreye sokmalıyız. Çünkü bütün dünya, üretilen ürünleri ihraç ederek kendi ekonomik potansiyellerini güçlendirme yoluna gidiyor. Bizim de elimizde bu kadar önemli, bu kadar endemik, bu kadar yerli kaynak varken; bunu insanlığın hizmetine sunmak ve bunun karşılığında da kendi ekonomik gücümüze katkı sağlamak gibi bir vazifemiz var. O halde ortaya çok önemli bir kavram giriyor. Birbirimizin rakibi değiliz, bizler birbirimizin tamamlayıcısı olmalıyız. Dolayısıyla imkan ve ihtiyaç dengesini bu tamamlayıcı olmakla birleştirdiğimiz ölçüde, tıbbi ve aromatik ürünlerden insanlığın daha fazla istifadesini sağlamış olacağız.”

“Türkiye ve Meksika sahip olunan zenginlikleri korumakla yükümlüdür”

Meksika Ankara Büyükelçisi Bernardo Cordova Tello ise Meksika ve Türkiye’nin coğrafi olarak benzer ülkeler olduklarını ve kendi coğrafyalarında pek çok güzelliği barındırdıklarını dile getirdi. Türkiye ve Meksika’nın çok zengin kültürlere ve geleneklere sahip olduğuna işaret eden Tello, “Bu geleneklerden bir tanesi de bitkileri sadece süs olsun ya da tat versin diye kullanmıyoruz. Biz Meksika ve Türkiye olarak bitkilerimizi tıbbi amaçlarla kullanmayı da iyi biliyoruz. Bu bağlamda sayın bakanımızın nazik davetleri için teşekkür ediyorum ve bir mesaj iletmek istiyorum. Önümüzde ciddi zorluklar var. Bu zenginliği ve mirasımızı hepimiz korumakla yükümlüyüz. Halklarımızın hayat kalitesini yükseltmek zorundayız. Önümüzde böyle bir amaç ve zorluklar varken, elbette hırslı hedefler geliştirmemiz gerekir” dedi.

“Türkiye ile karşılıklı ticaret daha da gelişmeli”

Daha sonra konuşan Malezya Ankara Büyükelçisi Amran Bin Mohamed Zin, Türkiye’de tıbbi bitkiler konusunda çok ciddi potansiyel olduğunu kaydederek, “Eminim ki bu potansiyeli doğru şekilde kullanarak Türkiye hak ettiği faydayı sağlayacaktır. İlgili alanlarda yapılacak çalışmalar ve araştırmalar tıbbi bitkilerin geliştirilmesi konusunda hem Türkiye’ye hem de dünyaya çok büyük faydalar sağlayacaktır. 2014 yılında Malezya ve Türkiye arasında 5 milyar dolarlık bir serbest ticaret anlaşması imzalanmıştı. Umuyorum ki bu faydalar Malezya’nın da yanına olur ve Türkiye ile karşılıklı ticaretimiz bu doğrultuda daha da gelişir” şeklinde konuştu.

TAB’ın dünyada pazar payı 115 milyar dolar

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ise ‘kocakarı ilacı’ olarak yaftalanan tıbbi ve aromatik bitkilerin dünyada 115 milyar dolarlık pazara sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin 115 milyar dolarlık pastadan 600 milyonluk bir paya sahip olduğunu kaydeden Eroğlu, “Hedefimiz 5 milyar dolarlık ihracat rakamını yakalamak. Tıbbi aromatik bitkiler konusunda araştırma yapmak isteyen herkese kapımız açık. Özellikle 21 Mart’ı Dünya Ormancılık Günü ilan ederek yeşil bir Türkiye inşa edelim diye seferberlik başlattık. 2023 yılına kadar dünyada her insan için bir fidan seferberliği başlatarak 7 milyar fidanı toprakla buluşturacağız. Bunu hep birlikte yapacağız. 3 bin 600 endemik bitki var. Bu tıbbi ve aromatik bitkiler çok önemli. Biz çok geri kalmışız” dedi.

Tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda ilgili tüm bakanlıkların koordine bir şekilde çalışması gerektiğini belirten Eroğlu, “Hepimiz birbirimizin rakibi değil, birbirimizin tamamlayıcısıyız. Gelin hep birlikte bu işe el artalım. İlk defa Sağlık Bakanlığımız bununla ilgili daire başkanlığı kurdu. Artık Türkiye’de bizim ufkumuzu genişletmemiz gerekiyor. Malezya’da çok büyük pazar var. Biz bu sahada işbirliğini geliştirmek istiyoruz. Meksika ile de bu işleri daha da geliştirmek istiyoruz. Doğa Koruma Milli Parklara da görev vermiştik. Nuh’un Gemisi isimli veri tabanını genişletmek için karar aldık. Her türlü veriye ulaşabileceksiniz. Yapılacak çok fazla iş var. Potansiyel çok, bunları değerlendirmek çok önemli” diye konuştu.

2 gün süresince devam edecek olan çalıştayın ilk gününde iki oturum gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı ve Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar’ın yaptığı ilk oturumda Hacettepe Üniversitesi Eczalık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İffet İrem Tatlı Çankaya tarafından “Bitkiden İlaca Giden Yolda AR-GE ve ÜR-GE Çalışmaları ve Stratejileri Neler Olmalıdır?”, Dr. Yılmaz İlaç firması sahibi Dr. Mustafa Mücahit Yılmaz tarafından “Fitoterapide Kullanılan TAB’ların Çeşitliliği, Sürdürülebilirliği ve Ticareti”, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksek Kan tarafından “Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde Üretim, Kalite ve Tüketim Projeksiyonları”, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Miski tarafından ise “Milli Kaynaklardan Milli İlaca” konuları üzerinde sunumlar yapıldı.

Moderatörlüğünü Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in yaptığı ikinci oturumda ise Sağlık Bakanlığı Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire Başkanı Dr. M. Zafer Kalaycı tarafından “Sağlık Bakanlığınca TAB Konusunda Dünden Bugüne Yapılan Çalışmalar”, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ercan Türktemel tarafından “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca TAB Konusunda Dünden Bugüne Yapılan Çalışmalar”, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Envanter Şube Müdürü Umut Adıgüzel ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı CBS Yazılım Uzmanı Hasan Binboğa tarafından “Biyolojik Çeşitliliğin Kayıt Altına Alınması Çalışmalar: Nuh’un Gemisi Veri Tabanı” ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Emin Şimdi tarafından ise “Orman ve Su İşleri Bakanlığınca TAB Konusunda Dünden Bugüne Yapılan Çalışmalar” konulu sunumlar yapıldı.

Oturumların ardından ise 4 çalışma grubu tarafından salon oturumları düzenlendi. 1. Çalışma Grubu tarafından “TAB’ta Tohum Tedariki, Ürün Deseninin ve Ekim Havzalarının Belirlenmesi”, 2. Çalışma Grubu tarafından “Üretilen TAB Ürünlerinin Kamu ya da Özel Sektör Desteği Kapsamında Alınması ve Desteklenmesi, Aile ve Orta Ölçekli İletmelerin ve Teknolojilerin Geliştirilmesi”, 3. Çalışma Grubu tarafından “TAB’ta Pazarlama İmkanlarının Geliştirilmesi” ve 4. Çalışma Grubu tarafından ise “TAB’ta Sağlıklı Tüketim, Ruhsat ve Mevzuat Çalışmaları” konularında oturumlar gerçekleştirildi.

Çalıştay 24 Mart 2018 tarihinde yapılacak olan değerlendirme toplantısı sonrası, çalışma gruplarınca oluşturulan raporların sunumu ve nihai raporların oluşturulması ile sona erecek.

02 Nisan 2018, Pazartesi 1636 kez görüntülendi