Osmanlı hâkimiyetinin son bulduğu 9 Aralık 1917’den itibaren rahat yüzü görmeyen kutsal ve kadim kent Kudüs’ün, ABD Başkanı Donald Trump tarafından İsrail’in başkenti olarak tanınması ve elçiliklerini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararının verilmesi apaçık bir provokasyon olup, 100 yıllık senaryonun son adımıdır.
Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayan ve tek taraflı olarak alınan bu karar, barış çabalarının baltalanmasına ve Kudüs başta olmak üzere bölgenin şiddet, kaos ve istikrarsızlığa sürüklenmesine neden olacaktır. Kutsallığı üç semavi din için de geçerli olan kadim kent Kudüs ile ilgili alınan bu karar, sadece Müslüman coğrafyasında değil sağlıklı düşünen her inanç ve ırktan insanoğlunun tepkisine yol açmıştır.
Doğu Kudüs’ü 5 Haziran 1967’de işgal eden İsrail, 1980’de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını “birleşik başkenti” ilan etmiş ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980’de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail’in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saymıştır. BMGK kararı çerçevesinde, ABD dâhil uluslararası toplum, Doğu Kudüs’ün işgal altında olduğunu kabul ettiği bir ortamda; uluslararası hukuku hiçe sayan, tarihi süreçte alınmış BM kararlarını ve ülkelerin hassasiyetlerini hiçe sayan, bölgedeki çatışmaları körükleyen, İsrail işgalini ve zulmünü meşrulaştırma anlamına gelen bu girişim, kabul edilebilir bir durum değildir. Kudüs’ün kutsiyetini ve önemini anlamaktan aciz, kendi iç siyasetinde sıkışmış bir ruh halinin kan ve gözyaşı üzerinden çıkış araması anlamına gelen bu hukuksuz girişim, maşeri vicdanda karşılık bulamayacaktır.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Senatosu olarak; tarihi ve siyasi bu yanlışlığa dikkatleri çekerek, dünya liderlerine barıştan, vicdandan ve adaletten yana tavır ortaya koymaları yönünde çağrıda bulunuyoruz. Ulusal ve uluslararası tüm platformları, Müslümanların ilk kıblesi ve “Barış Şehri” Kudüs’ün tarihi ve kutsal özelliğine zarar verecek karar ve davranışlara karşı tavır almaya davet ediyoruz.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Senatosu olarak; İsrail ve destekçisi ABD’nin Harem-i Şerif’in kutsiyetine saygı göstermesinin insani ve hukuki bir yükümlülük olduğunu ilan ediyoruz. Üç Semavi dinin bir arada yaşadığı Kudüs’ün, barış ve huzurun başkenti olarak yeniden tesis edilmesini talep ediyor, tüm bunların gerçekleşmesi için de İsrail’in, bu topraklarda yıllardır uyguladığı şiddet ve işgal politikasından vazgeçerek Kudüs’ü gerçek sahiplerine, teslim etmesinin önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz. Uluslararası camiada, özellikle de İslam dünyasında büyük bir infialle karşılanan bu hukuksuz ve sorumsuz kararı endişeyle karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Senatosu