İlk kez 2016-2017 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulan Proje Tabanlı Mevlana Bilgilendirme Toplantısı Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ev sahipliğinde Ahmet Necdet Sezer (ANS) Kampüsü Atatürk Kongre Merkezinde (AKM) Türkiye’nin 80 ilinden gelen devlet ve özel üniversitelerinin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Toplantının açış konuşmasını yapan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, küreselleşen dünyada artık uzak mesafelerin, uzaktan eğitim ve uluslararası öğrenci ve personel değişim programları ile yakın hale getirildiğini ifade etti. Solak, “Bu bağlamda öğrenci ve akademisyen değişimi ilk olarak Erasmus programları ile başlamış ve yalnızca Avrupa Birliği ülkeleri arasında gerçekleşmiştir. Günümüzde ise Erasmus Plus ile daha geniş tabanlı olarak devam etmektedir. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bu değişimin dünyadaki bütün ülkeler arasında da uygulanabilirliğini Mevlana değişim programı ile gerçekleştirerek göstermiştir. Böylelikle sadece Avrupa Birliği ülkeleri veya aday ülkeler değil diğer ülkelerde de değişime kapı açılmıştır” dedi.AKÜ, olarak değişim programlarından maksimum düzeyde yararlanmayı hedeflediklerini söyleyen Solak şunları ifade etti:
“Mevlana değişim programı çerçevesinde Amerika Birleşik Devletleri, Azerbaycan, Sri Lanka, Kırgızistan, Japonya, Makedonya, Pakistan, Malezya, Ürdün ve Gürcistan ile yapılan programlar kapsamında bugüne kadar 120 bin liranın üzerinde hibe kullanılmıştır. Bu kapsamda 20 öğrenci 8 öğretim elemanı üniversitemize gelmiştir. Yine 15 öğrenci ile 22 öğretim elemanı da üniversitemizden bu ülkelere değişim için gönderilmiştir.”
18 üniversiteden biriyiz
YÖK’ün başlattığı proje tabanlı Mevlana değişim programının farklı ülke üniversitelerini ortak bir projede buluşturduğunu söyleyen Solak şöyle devam etti:
“YÖK, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında yeni bir çalışma olarak proje tabanlı değişim programını başlatmıştır. Bu yeni uygulama karşılıklı olarak değişim yapan farklı ülke üniversitelerinin ortak bir projede buluşmasına ve farklı bakış açılarıyla bilime pozitif katkı sağlamasına vesile olmuştur. Bu proje tabanlı değişim programında yer alan 18 üniversiteden biri olmaktan da büyük mutluluk duymaktayız.”
20 proje desteklenmeye değer bulundu
“Mevlana Değişim Programı & Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programı”konulu bir sunum yapan YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Hasan Mandal ise yükseköğretim sisteminin küresel bir bakışını, Türkiye boyutunda gelişmeleri, YÖK 2016-2017 döneminde neler yapmak istediklerine ilişkin bilgiler aktardı.
Mandal, şöyle devam etti:
“Bu sene 18 üniversiteden 150 proje geldi. 20 kadar proje desteklenmeye değer bulundu. Üniversiteleri destek lobisi olarak görmek istemiyoruz. Geçen sene sorunlarımız vardı bu sene de sorunlarımız var. Beklentimiz, sadece bir destek değil, üstlenmiş olduğunuz rolden dolayı sizden daha çok katkı bekliyoruz.”
Beklentimiz bilgi üretimi
Üniversitelerin misyonlarının farklılaşması ve bunun ihtisaslaşması gerektiğini dile getiren Mandal, “Üniversiteler bulunduğu coğrafya ister yerel, ister ulusal, ister küresel boyutta olsun hangi açıdan bakılırsa bakılsın mutlaka üniversitelerden beklenen bilgi üretmesidir” dedi.Mandal şu ifadeleri kullandı:
“Proje Tabanlı Uluslararası Mevlana Değişim Programından beklentimiz sadece bir değişimin ötesinde bir bilgi üretimi.Bu bilgi yeni üretilen bilgi ise eğitim boyutundavar olan aktarım gerçekleşir. Üçüncü boyut ise bu üretilen bilginin kullanımıdır. Ortak konuştuğumuz şey bilgi üretmek, aktarmak ve bunu kullanmaktır. Üniversitelerimiz bunu daha farklı özgün bir amaç edinmiş olabilir. Daha fazla bilgi üretimi daha fazla bilgi aktarımı veya daha fazla bilginin kullanımı ile ilgili odaklanmış bir üniversite olabilir.”
Ne kadar çok değişim o kadar başarı
Bireylerin çok farklı öğrenme yöntemlerini tercih ettiğini, bilgi ile bireylerin sadece yetkinlik kazanması değil kendi jenerik becerileriyle etkinliklerde gündemde olması gerektiğini vurgulayan Mandal, “Tüm dünyadaki üniversitelerin gündeminde olan konu bu. Mezunların sahip olduğu yetkinliğe talep, bu talep farklı bir şekilde gelişiyor.Bu talebe cevap verecek olan yükseköğretim kurumları, bu tip mezunlar yetiştirme konusu birçok ülkede bu türhareketliliğe sebep oldu ” diye konuştu.
Mandal şu ifadeleri kullandı:
“Ne kadar çok değişim yapılırsa o kadar başarılı bir üniversite oluruz. Bu proje tabanlı yaklaşıma geçme sebebimizde buydu. Ne kadar çok değişim yapıyorsak o kadar başarılı bir ülkeyiz. Beyin göçü dikkatle değerlendirilmesi gereken ve hızla gelişen ekonomilerde çok dikkatli kurgulanması gereken bir konudur. Türkiye ekonomisi de hızla gelişiyor.Projeleri doğru kurguladığımız zaman beyin göçüne engel olabiliriz. Doğru uygulandığı zaman kültürel değişim ve etkileşimde önemli sonuçlara ulaşabiliriz.”
7 milyonun üzerinde öğrenci kitlesi var
Yükseköğretime Türkiye’de yoğun bir talebin olduğunu, bunun fırsat gibi gözükse de devlet üniversitelerinde kontenjanların boş kaldığını vurgulayan Mandal, “Yoğun bir talep var. Sadece üniversite öğrencisi olmak değil, hangi üniversitenin öğrencisi olmak daha önemli. Yüksek öğretim odaklı çalışmalar bu sürece önemli katkıda bulunuyor” dedi.
Mandal şöyle devam etti:
“Kamu kaynaklarına ulaşımın rekabete dayalı olması, proje tabanlı yaklaşımdan kastımız buydu. Yani proje tabanlı yarıştırmaya çalışıyoruz. Hem bizim hem de kurumlarımız için bu çok daha değerli. Uluslararası boyut çok önemli. Eğitim-öğretimin yanında önemli olan topluma değer üretmek. Herkesin üreteceği değerin tek tip değil kendi misyonu neyse o odaklı olması önemli. Bunların hepsi bir küreselleşme ki bunun beraberinde bir iş birliği gelişiyor.Bu işbirliğinde Mevlana projesinin küresel boyut kazanması için özel bir çaba gösteriyoruz”.
Odak noktamız kalite güvencesi ve akreditasyon
Türkiye’nin 2001 yılından itibaren aktif bir şekilde üye olduğu Bologna sürecinin Avrupa’dan, Kazakistan’a uzanan bir yükseköğretim reformu olduğunu söyleyen Mandal, “Bir ay önce yeni projemiz kabul edildi. 1,5-2 yıllık yeni heyecan dönemi başlayacak. Odak noktamız ise kalite güvencesi ve akreditasyon olacak. Avrupa ile yükseköğretim olarak çalışacağımız uygulama noktası tasarımdan daha çok yükseköğrenim kurumlarımıza uygulama noktası olacak” dedi.
Mandal sözlerine şöyle devam etti:
“Uygulama için en önemli aracımız yükseköğrenim kalite kurulumuz. Sunmaya çalıştığı sistemin en alt noktası hareketlilik yani değişim programları. Sistemi destekleyen besleyen ana unsurlar var. Sistem kendini sürekli yenilemeye çalışıyor. Yükseköğretim kurumları arası bir işin başarılı olabilmesi için işbirlikleri gerekir.Bu işbirlikleri içinde benzer terminolojiler kullanmanız lazım. Bunlardan bir tanesi çıktı noktasına gelebilmek için sistemlerin bir defa şeffaf olması lazım. Bunlardan diğeri ise bu şeffaflaşmanın referansı olması lazım.”
70 farklı ülke 2 bin protokol
Akademik değişim, Destek ve Lisans Tamamlama Birimi Sorumlusu Ayşegül Kutay Gündoğan, Mevlana Değişim Programını üç gruba ayırdıklarını, ülke odaklı, alan odaklı ve proje tabanlı olduğunu söyledi.
Gündoğan şunları ifade etti:
“Bilindiği gibi Mevlana Değişim Programımız yurt içindeki üniversitelerimizle, yurt dışındaki üniversitelerimiz arasındaki değişimi ön gören bir programdır. 2013-1014 eğitim öğretim yılından itibaren başkanlığımız koordinatörlüğünde devam ediyor. Programımıza ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri başvurabiliyorlar. Karşılıksız burs veriyoruz. Değişim programına ilişkin tüm faaliyetler üniversitelerde kurulmuş olan Mevlana Ofisleri, bu ofislerde çalışan arkadaşlarımız tarafından yürütülüyor. Son üç yılda 70 farklı ülke ile iki bin civarında protokol imzalandı.”
Toplantıda, 2016-2017 Eğitim–Öğretim Yılı Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programı Değerlendirme Sunumunu gerçekleştiren Dr. Esra Ebru Mavi de değişim programı hakkında bilgiler aktardı.
Toplantıya, YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Hasan Mandal, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Uluslararası Uygulama ve Araştırma Merkezi (UİM) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Güler, Türkiye’nin 80 ilinden gelen devlet ve özel üniversite temsilcileri katıldı.
